Baba ve Kız Aşkı
Doğmanızı bekleyendir. Kız doğarsanız ona âşık olacağınızı bilendir. Sizin doymanız, gereksinmelerinizin karşılanmasıyla yıllar boyu çalışıp alın teri dökendir. Yıllar sonra size erkek gözüyle bakıp şekillendirendir. "bak kırmızı yakışıyor sana" "kesme saçlarını, makyaj da yapma, senin dudakların zaten çok kırmızı..." sonra yavaş yavaş hayatı öğretmeye başlar...
Sanatı anlatır. Resim yapmayı, fotoğraf çekmeyi, kesip biçmeyi (kendini kaptırıp, testere, mengene, tahta, oyma işlerini de dâhil edebilir...), "hayatta her ne varsa" onu öğretmeye girişir büyük bir çocuk sevinciyle…
İçki içmeyi öğretir, "bana bak, sokakta içip de sapıtma diye öğretiyorum bunu tamam mı? Annene söyleme ikimizi de keser!". Çakırkeyif nedir, sızmak nedir, tadında bırakmak nedir… Elinizde kadehler, özel isteğiyle giyilmiş abiye giysiniz ve onun takım elbisesiyle dans edersiniz bir şarkıda, sanki olacakları bilir gibi... (bkz: without you) (mariah carey) sonra "bu başlangıçtı" deyip değişik müziklerde bütün dansları öğretir...
Kıvırtmayı öğretir sonra. Erkek tavlamayı öğretir. "bana bak, kadın isterse alır, erkek kaçamaz. Kadın istemiyorsa erkek dötünü yırtsın, olmaz". Tecrübesini kullanarak ilk defa erkekliğin sırlarını bir kadına verir. Ve der ki "hayatı öğrenmen adına sana bu söylediklerim, sen çok gençsin, ama ben sana çok geç'im".
Kendi evinde oraya buraya notlar yazar, "kapalı baca, açmadan sobayı yakmayın". "banyo dolabı her an düşebilir, asılmayın". "ben ölebilirim, üstüme gelmeyin". Gideceğiniz saatte kapıya asılı bu notu bulur, gülerken apartmana rezil olursunuz…
Güzelden anlar baba, estetikten anlar. Zevk sahibidir. Yaz gelince ruhen yaşlılığını kabul etmediği için boyadığı o boncuk siyahî saçlarıyla, bembeyaz ketenlerini çeker üstüne, kız tavlar, delirtir. "yetmişine merdiven dayadın be !" dedirtir. Capcanlı ve hayattadır baba.
Sonra bir gün Allah tarafından bileti kesilenler sınıfına dâhil edilir. Tam da o genç kız yetişmeye başlamışken, sorular soracakken, cevapları yokken, gerçek tedavisi bulunamamış bir hastalık olur. Hastanede yemin eder "gitmeyeceğim seni bırakıp" diye. Çok yaşlıdır, tükenmiştir. Bitmiştir...
Bir sabah, ölüm haberi gelir. Kız… Kalakalır... Ne desindir? Gitmiştir baba… Ölmüştür... Ve hayatın bir dönüm noktasıdır bu... Derin derin solusa da ne kadar hapsedebilir baba'yı artık?
Bir kız için onsuz kalan soru işaretleri ve açıklamasız ayetlerle...
Öylece… Bırakır gider...
Öylece… Bırakır gider...
Ben böyle dünyaya çıksam beni yerler Baba
Saklanmalıyım, çıkmamalıyım güneşe,
Sakınmalı beni babam her gözden,
Nerdesin? Sen nerdesin? Oynar gibi rol keserken herkes,
Sanki hiç bir şey olmamış gibi uyurken bana dair bilinçleri,
Sen nerdeydin ellerinde olurken bana ait her şey?
Şimdi, sen gittikten sonra Baba,
Kimse kalmamışken yani,
Terk edilmiş bir anayurda dönmek gibi,
Bomboş ve karanlık,
İlgilenilmemiş, boş verilmiş, öksüz bir asıl'a dönüş var,
Senin varlığınla sahip olduğum en büyük mucize,
En büyük müze belki yaşadığım…
Korkuyorum baba,
Özlemin basıyor beni gel-gitlerde, karaya vuran seller gibi,
Var olması gereken gücünün etkisiyle,
Boğuluyorum bu ayrılıkta gözyaşlarıma...
Kimse kalmamışken yani,
Terk edilmiş bir anayurda dönmek gibi,
Bomboş ve karanlık,
İlgilenilmemiş, boş verilmiş, öksüz bir asıl'a dönüş var,
Senin varlığınla sahip olduğum en büyük mucize,
En büyük müze belki yaşadığım…
Korkuyorum baba,
Özlemin basıyor beni gel-gitlerde, karaya vuran seller gibi,
Var olması gereken gücünün etkisiyle,
Boğuluyorum bu ayrılıkta gözyaşlarıma...
Kabul etmek çok zor baba,
Öyle bitmişim ki,
Ben ben olduğumdan beri bilmemişim böyle öksüzlük hissi.
Ben de geleyim seninle baba…
Öyle bitmişim ki,
Ben ben olduğumdan beri bilmemişim böyle öksüzlük hissi.
Ben de geleyim seninle baba…
Sen suskunluk kaftanını giymiş Kral Babam…
Gitmeliyim şimdi,
İzlemeliyim hayatımı ve kendimi,
Yol diye gösterdiğin, us ve iz diye öğrettiğin,
Verdiğin her ipucu beni bekler...
Gitmeliyim şimdi,
İzlemeliyim hayatımı ve kendimi,
Yol diye gösterdiğin, us ve iz diye öğrettiğin,
Verdiğin her ipucu beni bekler...
DÜZENLEME
Osman ÜLKER