19.
Yüzyıl Ortası, Avrupa
Belirli
bir giyim öğesi olarak mayonun kökeni 1800’lerin ortasına dayanmaktadır. Öncesinde
eğlence kabilinden deniz banyosu popüler bir meşgale değildi; bir erkek veya
bir kadın denize girse bile bu ya çıplak ya da iç çamaşırıyla oluyordu.
Önemli
bir gelişme denize girme pratiklerinin değişmesine ve mayo ihtiyacının doğmasına
vesile oldu. 1800’lerde Avrupalı doktorlar, eğlence/dinlenme amaçlı deniz
banyosunun “sinirler” için bir tonik vazifesi gördüğünü savunmaya başladılar. “Sinir”
hem aşk hastalığı gibi geçici, hem de tüberküloz menenjit gibi kalıcı durumlara
işaret eden kapsayıcı bir terimdi. Şifa ise kaynak olsun, deniz olsun, okyanus
olsun her türlü sudan gelmekteydi.
Yüzyıllarca
tüm vücudu yıkamayı ölümle eş tutmuş on binlerce Avrupalı, akarsuların, göllerin,
denizin sığ sularında yürüyor, kendini ıslatıyor ve oyunlar oynuyordu. Söz
konusu ihtiyacı karşılamak için ortaya çıkan mayolar sokak kıyafetlerinin tasarımını
örnek aldı. Örneğin kadınlar boğazlı, dirseğe kadar kollu bir korse ve altında
büzgülü kısa pantolonun yer aldığı dize kadar bir etek, siyah çoraplar ve alçak
tabanlı bez ayakkabıdan meydana gelen pazen, alpaka veya şayaktan bir kostüm
giyerdi. Islandığında tüm bunlar neredeyse kişinin kendi kilosu kadar ağırlaşırdı.
İngiltere ve Amerika’da akıntıya kapılıp giysilerin fazla su çekmesinden dolayı
ölümle sonuçlanmış vakalar kaydedilmiştir. Erkeklerin kıyafeti ise bir bakıma daha
az ağır ve daha az tehlikeliydi.
Bunlar
sonraki daha hafif yüzme kıyafetlerinin karşıtı olarak tam anlamıyla deniz
banyosu kıyafetleriydi. Amerika’nın Birinci Dünya Savaşı’na girmesinden kısa
bir süre önce, vücuda iyice yapışan tek parça kıyafet popüler hale geldi. Gerçi
uzun kolları vardı ve dize kadar uzundu; kadın modelinde ise ilâveten eteği de
mevcuttu. Mayo devrimini geniş ölçüde Carl Jantzen adında Danimarka asıllı bir
Amerikalının tekstil bilgisi mümkün kıldı.
Charles Panati - Sıradan Şeylerin Sıradışı Kökleri